Temel Analiz şirketlerin bilançolarını inceleyerek yapılan analizdir. Şirketin mevcut durumu ve sektördeki gücü hakkında bilgi verir.
Bilanço
Bir şirketin tüm aktiflerini, borçlarını ve özsermayesini gösteren mali tablodur. Tek bir andaki pozisyonu gösterir. Dolayısıyla şirketin fotoğrafını çeken bir niteliği vardır. Dönemler itibariyle şirketin bilançosunda karşılaştırma yapılır. İşleyişte genellikle 3 aylık bilançolar esas alınır. Şirketin bilanço duyuruları da üçer aylık dönemler halinde yapılır.
Bilançonun alt kalemleri
Bilançonun iki ana bölümü vardır: Aktifler ve Pasifler.
Dönen Varlıklar: Şirketin en likit aktiflerini gösterir. Yani nakit, nakit benzeri araçlar, alacaklar ve stoklar.
Duran Varlıklar: Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar, iştirakler ve maddi duran varlıklar.
Kısa Vadeli Borçlar: Bir yıldan az süreye yayılmış borçlardır.
Uzun Vadeli Borçlar: Bir yıldan uzun zamana yayılmış borçlardır.
Özsermaye: Bu kalem altında şirketin sermayesi, yedekleri, yeniden değerleme artış fonu ve net kar gösterilir.
Bilanço rasyoları
Cari Oran: Dönen varlıkların kısa vadeli borçlara oranıdır. Şirketin kısa süreli borçlarını ödeyebilme gücünü ve net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını gösterir. Yüksek değerler firmanın likiditesinin iyi olduğunu gösterir.
Net Kâr Değişimi: Şirketin bütün faaliyetlerinden elde ettiği dönemsel kârın geçen yılın aynı dönemine göre ne kadar arttığını gösterir. Kâr artışı firmanın verimli çalışıp çalışmadığının en somut belirtisidir.
Net Kâr Büyümesi: Şirketin verimli çalışıp çalışmadığının göstergesidir. Enflasyon oranının üzerinde çıkması beklenir.
Alacak Devir Hızı: Şirketin satışlardan doğan alacaklarını tahsil ettiği hızı gösterir. Şirket satışlarını ne kadar hızlı nakde çevirebiliyorsa o kadar iyidir.
Stok Devir Hızı: Şirketin üretip stokta tuttuğu malları ne hızla sattığını gösterir. Bu oran ne kadar hızlıysa o kadar iyidir.
Borç Devir Hızı: Üretim için satın alınan ara mallar için ödenen borcun ne kadar çabuk geri ödendiğini gösterir; bu oran ne kadar yavaş ise şirket için o kadar iyidir.
Borç / Özsermaye Oranı: Şirketin, işletme sermayesi ve yatırımlarının finansman ihtiyacını dış kaynaklardan mı (borç) yoksa iç kaynaklardan mı (özsermaye) karşıladığını gösterir. Ülkemizde dış kaynak finansmanının genelde içsel kaynaklardan daha yüksek maliyetli olduğu düşünülürse bu oranın düşük olması tercih edilir. Ayrıca, sadece finansal borç kalemlerine bakılarak yorumlanabilir veya net borç rakamlara göre de bakılabilir. Net borç ise finansal borçlardan hazır değerler ve menkul değerler cüzdanı düşüldükten sonra bulunur.
Toplam Borç/Toplam Kaynak: Şirketin borçlarının aktif borçları içerisindeki payını verir. Bu oran aktiflerin % kaçının borçlarla finanse edildiğini gösterir. %50'nin altındaki oranlar tercih edilir.
Özvarlık Kârlılığı: Dönem kârının özsermaye içerisindeki oranını verir. %30'un üzerindeki oranlar tercih edilir.
Özsermaye Büyümesi: Şirket özsermayesinin bir önceki yılın aynı dönemine göre hangi oranda büyüdüğünü gösterir. Orandaki artış şirket ortaklarına düşen kâr payının arttığını gösterir.
Kâr Marjları: Brüt, faaliyet ve net kâr rakamlarına bakılır. Ne kadar yüksekse o kadar iyidir. Ayrıca, nakit çıkış gerektirmeyen kalemlere faaliyet kârı ilave ederek Vergi, Finansman gideri, Amortisman öncesi Kar (VFAÖK) marjına da bakarak gerçekte şirket operasyonlarından ne kadar kâr elde edildiğini gösterir.
Brüt Kâr Marjı: Brüt satış kârının net satışlar içindeki oranını verir. Brüt satış kârı, şirketin faaliyet giderleri ile diğer giderlerini karşılamalı ayrıca yeterli bir kâr bırakmalıdır.
Net Kâr Marjı: Şirketin net kârının net satışı içindeki payını belirtir. Bu oranın yüksek olması şirketin verimli olduğunu gösterir. %20'nin üzerindeki oranlar tercih edilir.
Piyasa Değeri / Defter Değeri: Piyasa değerinin defter değerine göre kaç kat olduğunu gösterir. Düşük çıkması tercih edilir.
Fiyat / Kazanç Oranı: Bilançoları değerlendirirken kullanılan oldukça popüler bir rasyodur. Bir hissenin kazancının kaç katına satıldığını gösterir. Bir başka deyişle bir hisse senedinin dönem sonu kapanış fiyatının hisse başına düşen kazancına oranıdır. Hisse başına kazanç rakamı ise şirketin dönem net kârının dönem sonu hisse sayısına bölünmesi ile bulunur.
F/K oranının izlenmesi ilgili hisse senedinin pahalı ya da ucuz olduğu konusunda fikir verir. Oranın düşük çıkması tercih edilen bir durumdur. İMKB'deki senetlerin F/K oranları dünya borsalarının oranlarının altındadır.
Aktif ve Özsermaye Verimliliği: Ortalama aktiflerin ve ortalama özsermayenin net kâra bölünmesiyle bulunur. Şirket aktiflerini ve özsermayesini kullanarak ne kadar kâr ettiğini gösterir. Bu rakam ne kadar yüksekse şirket için o kadar iyidir.
Rasyoların Genel Değerlendirmesi: Bu rasyolar incelenirken yatay ve dikey analiz uygulamak şirketlerin çeşitli dönemler itibariyle nasıl bir performans gösterdiğini ortaya koyduğu gibi gelecekteki performansı hakkında da önemli ipuçları verir. Yatay ve dikey analiz, dönemler itibariyle şirketin bilanço ve gelir tablosu kalemlerinin nasıl bir değişim gösterdiğinin ve aynı dönem içinde her bir kalemin bilanço veya gelir tablosu içindeki payının incelenmesini ifade eder. Bu paylar da dönemler arası karşılaştırılabilir.
Yatay Analiz
Net satışlar artış oranı. Çıplak rakam çok fazla bir şey ifade etmeyebilir. O nedenle net satışlardaki artış oranını ortalama enflasyon ya da ortalama döviz kurundaki değişimlere göre ayarlamamız gerekmektedir.
Örneğin bir firmanın net satışlarındaki artış yüzde 100 olsun. Formülümüz şöyle:
Reel artış oranı (RAO) = (1 + Nominal artış ) / (1 + ortalama enf) -1
Örnek RAO = (1+1) / (1+%51.4)-1 = %32.1
2000 ortalama TEFE % 51.4
Eğer dolar kuruna göre ayarlama yapacaksak (1999 ort. 416,838, 2000 ort. 623,996)
Örnek RAO = (1+1) / (1+%49.7)-1 = %33.6
2000 ortalama kur artışı % 49.7
Reel artış rakamlarını bulduktan sonra önemli olan firmanın performansının diğer firmalarla ya da önceki yıllarla karşılaştırırken aynı reel rakamla karşılaştırılması.
Aynı analizi faaliyet kârı, vergi öncesi kâr ya da net kâr rakamları için de yapabiliriz. Bunların birbiriyle karşılaştırmasında ise şöyle bir sonuç çıkabilir:
Eğer kârdaki reel artış oranı, satıştaki artış oranından büyükse, maliyetlerde bir azalış ya da gelir tablosundaki diğer faaliyet dışı giderlerde bir azalma (diğer faaliyet dışı gelirlerde bir artma) söz konusu demektir. Ya da örneğin, net satışlardaki artış oranı, brüt kârdaki artış oranından büyükse, brüt kâr marjında bir azalma ya da satılan malın maliyetinde bir artış söz konusu demektir.
Bilançoda yatay bir analiz yapmak gerekirse alınacak olan enflasyon oranı ise yıllık enflasyon oranıdır. Çünkü bilanço rakamları o anın bir fotoğrafı niteliğindeyken, gelir tablosu bir dönemin filmi niteliğindedir. Aynı şekilde, bilançoyu dolara çevirirken kullanmamız gereken döviz kuru da ortalama değil, dönem sonu döviz kurudur. Bilançoda yatay analiz yapılacak en önemli kalemler ise dönen varlıklar, maddi duran varlıklar, borçlar (özellikle finansal borçlar) ve özsermayedir.
Dikey Analiz
Özellikle gelir tablosu kalemlerinde yapılacak yatay analizle birlikte ortaya çıkan sonuçların anlaşılmasına yardımcı olan çok önemli bir analiz şekli. Gelir tablosu kalemlerinde net satışlar kalemi sabit bölen olarak kabul edilerek, satılan malın maliyeti, brüt kâr, faaliyet kârı, vergi öncesi kâr ve net kâr rakamlarının bu rakama bölünmesiyle hesaplanır.
Örneğin, brüt kârın net satışlara bölünmesi sonucu hesaplanan rakama brüt kâr marjı adı verilir ve önceki yıl ve yıllarla karşılaştırılır. Eğer bir anormallik varsa bunun sebebi mutlaka araştırılmalıdır.
Kâr marjındaki bir azalma, ya birim satış fiyatlarında bir düşüşe, ya da maliyet kalemlerinden bir ya da birkaçındaki artışa işaret etmektedir. Aynı brüt kâr marjı gibi, faaliyet kâr marjı, vergi öncesi kâr marjı ve net kâr marjı da önceki yılla karşılaştırılarak firmanın kârlılığındaki artış/azalışların sebepleri hakkında önemli ipuçları elde edilebilir.
Kaldıraç Oranı
Borçların özsermayeye oranı -kaldıraç oranı- dediğimiz firmanın faaliyetlerinin ne kadarlık kısmını borçlanarak finanse ettiğini gösterir. Az borçlu firma iyidir, finansal giderlerinden dolayı problem yaşamaz. Ama şirkete yatırılan özsermayenin kârlılığına baktığımızda, borçlu firmalar daha avantajlı konumda olabilirler. Bu ne demektir? Pasifinde sadece 100 liralık sermaye bulunan firma, 100 liralık varlıkla faaliyetlerini sürdürür, onun üzerinden gelir sağlar.
Kaldıraç etkisi
Öte yandan 100 liralık özsermayenin yanında 300 liralık borçla 400 liralık varlığı işleten bir firma, eğer finansal borçlarına ödediği maliyetten fazla varlıklarından getiri elde ediyorsa aradaki fark kârına olumlu yansıyacak demektir. Bunun sonucu da iki tane 100 liralık özsermayeye sahip firmadan borçlu olanı, kaldıraç etkisiyle daha fazla özsermaye kârlılığına sahip olacaktır.
Yurtiçi - Yurtdışı Satış Oranı
Özellikle kurun gidişatıyla birlikte değerlendirildiğinde önem kazanmaktadır. TL'nin değerli olduğu dönemlerde yurtiçi satış oranının artması, kurun enflasyondan fazla arttığı dönemlerde de ihracatın daha fazla orana sahip olması firma gelir tablosuna olumlu etki yapacaktır. Ancak 2001'de olduğu gibi ekonomide büyüme hızının düşük beklendiği yıllarda ihracat oranı yüksek olan firmalar TL değerli bile olsa ekonomik durgunluktan daha az etkileneceklerdir.